
Gerek Satışlar Gerekse Yeni Siparişler ile 2024’te İş Ajandamız Hiç Boş Kalmadı
Röportaj: Dilek Hayırlı
Asteks Pazarlama ve Satış Müdürü Sabri İlknur; “Bu dönemde satış ve pazarlama süreçlerimizi daha aktif olarak kullandık ve özellikle yurt dışı pazarlarda satışlara odaklandık. 2024 yılına girerken belirlediğimiz satış ve ciro hedeflerine bu sayede ulaştık. 2025 yılı için ciro hedeflerimizi yukarı çıkardık.” dedi.

Sabri İlknur
Asteks Pazarlama ve Satış Müdürü
Asteks Pazarlama ve Satış Müdürü Sabri İlknur ile Tekstil Teknoloji dergimiz için bir röportaj gerçekleştirdik. 2024 yılını değerlendiren İlknur, yatırımları, dijitalleşme ve sürdürülebilirlikle ilgili projeleri ve 2025 yılı öngörülerini paylaştı.
Öncelikle Asteks’in 2024 yılı üretim ve ihracat durumu hakkında bilgi verebilir misiniz? Asteks’in güçlü bir varlığa sahip olduğu kilit pazarlar hangileridir? Umut verici ve gelişmekte olan pazarlar hakkında görüşlerinizi dinleyebilir miyiz?
Tekstil endüstrisinin önde gelen apron, manşon ve rektefiye çözümleri üreticisi olarak 2024 yılında satış hedeflerimize ulaştığımızı söyleyebilirim. Gerek satışlar gerekse yeni siparişler ile iş ajandamız hiç boş kalmadı. 2023 yılı ile karşılaştırıldığında iş hacmimizde artışlar elde ettiğimiz görülüyor. Asteks olarak satış oranlarımızda hala Türkiye ve Türk tekstil endüstrisi ağırlığını ve önemini koruyor. Bununla birlikte ihracatta özellikle Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile Mısır, Bangladeş, Pakistan gibi Asya ülkeleri öne çıkıyor. Bu pazarlarda sadece fiyat avantajıyla değil daha da önemlisi gelişmiş teknolojilerimiz, yüksek kalitemiz ve dayanıklı ürünlerimizle tercih ediliyoruz.
Asteks, son yıllarda otomasyon çalışmalarına çok ciddi yatırımlar yaptı. Bu yatırımların üretim süreçlerindeki verimlilik ve kaliteyi nasıl artırdığına dair somut örnekler verebilir misiniz?
Uzun yıllar iplik üreticilerinin en fazla kullandığı sarf malzemesi sayılan apron ve manşon çeşitlerimizle tekstil iplik endüstrisine çözümler sunduk. Stratejik yatırım ve Ar-Ge çalışmalarımızla artık makine üretebilen bir teknoloji şirketine dönüştük. Ürün portföyümüzü genişleten bu çalışmalara tekstil endüstrisinin gösterdiği ilgi ve elde ettiğimiz talep doğru adımlar attığımızı gösteriyor. Özellikle farklı iplik ve uygulamalar için geliştirdiğimiz manşon taşlama (rektefiye) makinelerimiz Türk mühendisliğinin de başarısını yansıtıyor. Kısa sürede manuelden tam otomatik sistemlere sahip makineleri pazarla buluşturduk. Bu makineler personel kaynaklı iş hatalarının önüne geçtiği gibi, işletme maliyetlerini de aşağıya çeken avantajlara sahip. Örneğin 401-SF&M manşon rektefiye makinemiz akıllı besleme sistemi ve iki bağımsız taşlama ünitesi ile dikkat çekiyor. Yüksek adette manşonu tek tek dizmekle uğraşmaya son veren bu sistemde, tüm manşonların sadece besleme haznesine dökülmesi yetiyor, sonrasını sistem otomatik olarak manşonları kendi diziyor ve işleme alıyor. Tek bir konseptte iki farklı makine özelliğini taşıyan 401-SF&M’de bağımsız taşlama ünitelerinden birinde cer-penye manşonları taşlanırken diğerinde iplik makinesi manşonları otomatik olarak işlenebiliyor. Bu, tek bir makine ve işlemde zamandan, mekândan ve işçilikten kazanmak anlamına geliyor. Geliştirdiğimiz makinelerin enerji tüketim değerleri sürekli bir iyileşme gösteriyor, benzerleri ile kıyaslandığında daha az enerji ile daha fazla manşon taşlanabiliyor.
Geleceğin akıllı fabrikaları için geliştirdiğimiz diğer bir çözüm ise 101-AGV otomatik yönlendirmeli yük taşıma aracı da sektörde ilgi görmeyi başardı. ITM fuarlarında sergilediğimiz bu araç 2 ton yük çekebiliyor ve 360 derece kendi etrafında ve dar alanlarda dönerek belirlenen alanda herhangi bir personel denetimi olmadan gidip gelerek çalışıyor. Tesis içinde manyetik bantlı güzergahta ilerleyen 101-AGV cihazı, karşısına engel çıkarsa durma ve sonrasında devam etme özelliği ile güvenliği de önde tutuyor. Özellikle kumaş ve iplik fabrikalarında yük taşıma işini kolaylaştıran bu çözümümüzün önümüzdeki dönemde farklı sektörler ve segmentler tarafından da tercih edileceğini düşünüyoruz.
Yenilikçi ürünlerin geliştirilmesi için şirket içindeki inovasyon kültürü nasıl şekilleniyor? Asteks’in Ar-Ge departmanı, sektörün ihtiyaçlarına yönelik yeni ürünler geliştirmek adına nasıl bir strateji izliyor? Müşteri geri bildirimlerinin bu süreçteki rolü nedir?
Asteks farklı disiplinlerden mühendislerin olduğu Ar-Ge departmanı ile yarının sektörel ihtiyaçlarına odaklanıyor. Dünde kalmış teknolojilerin çıkmazları yerine dijitalleşen üretim süreçlerinde otomasyon ve yapay zekâ olanaklarının nasıl kullanılabileceğini ele alıyoruz. Bu bakışı sadece makinelerimizde değil ürettiğimiz apron ve manşonlarda da sürdürüyoruz. Hassas ve zorlu elyaflardan teknik elyaflara iplik üretimine kadar birçok farklı proses için verimli ve dayanıklı apron ve manşonlar üretiyoruz. İplik üreticilerinin işletme maliyetlerini aşağıya çeken, iplik kalitelerinin belirledikleri standartlarda olmasına katkı sağlayan apron, manşon ve rektefiye makinelerimizle yeniliklere kesintisiz devam ediyoruz. Bunun için yıllık ciromuzun belli bir bölümünü bu çalışmalara ayırıyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızın sonuçlarını kısa sürede pazara sunabilmek için sektördeki paydaşlarımızla yakın iş birliklerimizi de sürdürüyoruz. Buralardaki saha testlerimizden aldığımız sonuçlarla nihai ürün için çalışmalarımız bir sonraki safhaya geçiyor. Bu çalışmaları Türk tekstil sektöründen müşterilerimizle yaptığımız gibi yurt dışındaki partnerlerimizle de yürütüyoruz.
“GES Projemizle 889,1 ton Karbondioksit Salınımı Engellenmiş Olacak”
Günümüzde endüstriyel makinelerde sürdürülebilirlik önemli bir konu haline geldi. Asteks, ürünlerinde çevre dostu teknolojiler ve malzemeler kullanmaya yönelik hangi adımları atıyor? Bu noktada Asteks ürünleri ne kadar çevre dostu ve sürdürülebilir?
Öncelikle kendi üretim süreçlerimizi daha sürdürülebilir hale getirmek için planlamalar yaptık, malzeme tedariklerimizi ve kullanımlarımızı en verimli hale getirmek için kendi altyapımızı güncel tutuyoruz. Ürünlerimiz bağlamında da çevresel ayak izini en aza indirecek noktalara odaklanıyoruz. Apron ve manşonlarımızı kauçuktan metallere kadar en iyi malzemeden üreterek uzun ömürlü olmalarını sağlıyoruz. Makinelerimizin enerji kullanım seviyeleri benzerlerine kıyasla oldukça düşüktür. Kısaca bunlar rektefiye işleminin işletmelere ek bir maliyet yaratmaması için en iyi şekilde donatılmış makinelerdir. Sürdürdüğümüz Ar-Ge çalışmaları çevre ve geri dönüşüm süreçlerini destekleyen teknolojileri kapsıyor.
Asteks’in sürdürülebilirlik çerçevesinde gerçekleştirdiği önemli yatırım da Güneş Enerji Santrali (GES) projesidir. İzmir’in Kınık ilçesinde, 14.000 m2 tarıma elverişsiz bir arazide bu yatırımı yaptık. GES projemiz ile 1267 kWp gücünde enerji üretimi gerçekleşecektir. Bu yatırımla yıllık 2.090.880 Kwh elektrik üretimi hedefliyoruz. Kömür, petrol, hidro veya nükleer temelli enerji üretimi ciddi seviyede çevresel maliyet ve riskler ortaya çıkarıyor. Bizim hayata geçen projemizle 889,1 ton karbondioksit salınımı engelleyerek sürdürülebilirliğe önemli bir katkı yaratıyor. Kısaca, güneşten en temiz ve sürdürülebilir enerjiyi üreterek ekonomimize değer katıyoruz.
Türk tekstil makine endüstrisinin global pazarlardaki rekabet gücü ve durumu hakkında nasıl bir değerlendirme yapıyorsunuz? Asteks bu rekabette nasıl bir yer edinmeye çalışıyor?
Gelişmekte olan tekstil pazarlarında Türk tekstil makinelerinin güçlü partnerler olarak kabul görmeye başladığını söyleyebilirim. Markadan markaya değişmekle birlikte ‘Made in Turkiye’ ibaresi artık kalite, güven ve iyi servis anlamına geliyor. Bunun için makinecilerimizin ihracat yaptıkları pazarlarda daha iyi servis ağları kurması gerekiyor. Gerek yerel partnerler gerekse kendi alt işletmeleri ile yerel müşterin yanında olmak yeni taleplere de kapı açıyor. Bu bağlamda biz, farklı ülkelerde farklı tedarik zincirleri oluşturarak müşterilerimize çözümlerimizi en iyi şekilde ve sürede ulaştırıyoruz. Türk makine endüstrisinin ağır ama emin adımlarla gelişimini canlandıracak yeni yatırım ve teşviklerin özellikle bu dönemde daha da zaruri olduğunu düşünüyoruz.
“Müşterilerimizin Bize Duyduğu Güveni Kaybetmemek İçin 2024’te Sürekli Sahadaydık”
Tüm dünyayı ve Türkiye’yi de etkileyen ekonomik kriz, maliyet artışları, döviz kurundaki dalgalanma gibi faktörler firmanızı nasıl etkiledi? Bunlarla başa çıkmak adına nasıl bir yol haritası belirlediniz?
Bir firma olarak elbette ülkemizin makro ekonomik göstergelerini değiştirebilme gücümüz yok, ancak bu veriler ışığında kendimizi yeni pazar koşullarına başarıyla hazırlıyoruz. Artan üretim ve işletme maliyetleri karşısında elbette üretimi durdurmadık ya da herhangi bir kısıtlamaya gitmedik, kalitemizden de ödün vermedik. Bu dönemde satış ve pazarlama süreçlerimizi daha aktif olarak kullandık ve özellikle yurt dışı pazarlarda satışlara odaklandık. 2024 yılına girerken belirlediğimiz satış ve ciro hedeflerine bu sayede ulaştık. Ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemlerde kaybedilmemesi gereken temel unsur güvendir. Müşterilerimizin bize duyduğu güveni kaybetmemek için 2024’te sürekli sahadaydık.
2025 yılı için Asteks’in yatırımları ve üretim kapasitesindeki artış hedefleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Yeni fabrikalar veya üretim alanları açmak gibi bir planınız var mı?
2025 yılına ilişkin daha olumlu ve güçlü beklentilerimiz var. Ülke ekonomisindeki parametrelerin daha öngörülebilir ve olumlu yönde olması nedeniyle ciro hedeflerimizi de yukarıya çıkarmış bulunuyoruz. Yeni yılda yine ihracat pazarlarına dönük çalışmalarımız hız kazanacaktır. Güneyimizde Suriye’de iç savaşın bitmesi, kuzeyde Rusya-Ukrayna çatışmasının durağanlaşması gibi elverişli koşullarda bölgesel pazarların tekrar canlanacağını, bunun daha fazla yatırım talebini doğuracağını düşünüyoruz. Yurt dışı pazarlardaki bu canlanma bizlerin satış ve servis süreçlerine olumlu yansıyacaktır.
https://textilesreview.com/wp-content/uploads/asteks-1.jpg400800Tuğba Karademir/img/logo/etextilemagazine.pngTuğba Karademir2025-01-31 10:40:322025-01-31 10:44:54Gerek Satışlar Gerekse Yeni Siparişler ile 2024’te İş Ajandamız Hiç Boş Kalmadı